"Türkiye'de Bağımsız Bir Yargı Yok"

Gönderen Şakir KOÇ 22 Şub 2010 0 yorum


Tokat'ta "AK Belediyeler" buluşmasının ikincisi parti binasında il, ilçe ve belde belediye başkanlarının katılımıyla yapıldı. AK Parti Tokat İl Başkanı Av. Eyüp Eroğlu, ilçelerde devam eden toplantılarla sorunların mahallinde tartışılıp ele alınmaya devam edeceğini kaydetti.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın mart ayının ilk haftalarında Tokat'a gelerek temaslarda bulunacağını ifade eden Eroğlu, ayrıca Erzurum'da süren soruşturma ve sonrasında Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'in tutuklanmasıyla gelişen süreçte Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) verdiği karara değindi.

Eroğlu, "Önce Danıştay'ın katsayı kararı ile beraber başlayan daha sonrada HSYK'nın vermiş olduğu bir kararla birlikte doruğa ulaşan hukuka, adalete, demokrasiye sığmayan bir karara imza atılmıştır. Burada ne yazık ki HSYK yetki gaspı yapmıştır. HSYK idari bir kuruldur, yargı denetimi yaparak devam eden bir soruşturmaya müdahale etmiştir. Bu ülkemizin hukuku ve demokrasisine ağır bir darbe olmuştur. Bugün hukuk ve demokrasi bu pranga ile birlikte birinci sınıf ülkelerdeki hukuk ve demokrasiye ilerleme anlamında yara almıştır " diye konuştu.

AK Parti Tokat Milletvekili Dilek Yüksel ise HSYK'nın verdiği kararda iktidar ve muhalefet partisinin durdukları noktanın önemli olduğunu kaydetti. Yüksel, mini bir yargı reformunun gündeme gelmesinin kaçınılmaz olduğunu ifade ederek, "Biz arzu ediyoruz ki, Türkiye'de kuvvetler ayrılığı ilkesi işlenirken; yasama, yürütme ve yargının bağımsızlığı söz konusu olsun. Ama maalesef bugün Türkiye'de bağımsız bir yargı yoktur. Bugün siyasi partilerin üzerinde otorite sağlamaya çalışan bir yargı sistemi vardır.

Bununda önümüzdeki günlerde gerçekleşecek olan yargı reformu ile normalleşmesini ümit ediyoruz" diye konuştu.

Tokat Belediye Başkanı Adnan Çiçek ise kendi içlerindeki birlikteliği, beraberliği üst düzeye çıkarmak için bu tür toplantıların bundan sonra ki süreçte devam edeceğini kaydetti.






Tek Gıda İş Sendikası Tokat Şubesi'ne bağlı Amasya ve Tokat Yaprak Tütün İşletmeleri'nde çalışan TEKEL işçilerinden 300'ünün 4-C'ye geçtiği bildirildi.






Tek Gıda İş Sendikası Tokat Şube Sekreteri Mustafa Sağsoyu, 67 gündür Ankara'da eylemlerinin devam ettiğini, kışı çadırlarda geçirdiklerini söyledi. Sağsoyu, 4-C'ye geçen işçilerden pişmanlık duyanlar olduğunu belirterek, "Tokat merkezde yaklaşık 150 kişi, bize bağlı Gümüşhacıköy, Taşova ve Erbaa şubelerimizle birlikte 4-C'ye başvuran işçi sayısı 300'ü geçti. Toplam bin 250 işçiden emekliliğine 6 ayı, 1-2 yılı olan arkadaşlar 4-C'ye gitmiyor. Genel anlamda 4-C'ye gidecek işçi sayısını yüzde 10 olarak hesaplıyoruz" dedi.

Niksar, EMITT Fuar'ında TÜYAP'ta...

Gönderen Şakir KOÇ 13 Şub 2010 0 yorum



Tarih, Tabiat, Kültür, Turizm ve Doğa Sporları kenti olarak, 11-14 Şubat 2010 tarihleri arasında İstanbul Beylikdüzü TÜYAP –EMİTT Fuar Alanı (5) Nolu Salonda “14. Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı” na katılım planlanmıştır. Etkinlikler süresi içerisinde sizleri aramızda görmekten kıvanç duyacağız.




Kriz ortamındaki ülkeler ve Türkiye'nin dört bir yanındaki beldeler de EMITT Fuarı aracılığıyla uluslararası arenada sesini duyurmak istiyor. Katılımcı sayısını her yıl artıran EMITT Fuarı, bu yıl da 50 ülkeyi, 100'ün üzerinde il ve beldeyi ağırlıyor.


Dünyanın en önemli 10 turizm etkinliğinden biri olarak kabul edilen Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı, 14'üncü kez kapılarını açıyor! 11–14 Şubat 2010 tarihleri arasında İstanbul TÜYAP Beylikdüzü Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenecek olan ve geçen yıl başlattığı konuk ülke uygulaması kapsamında bu kez Mısır'ı ağırlayan EMITT Fuarı, küresel ekonomik krizin yarattığı durgunluğu aşmak isteyen ülke ve beldelere umut kapısı oluyor.


Kendisiyle birlikte 54 farklı sektörü harekete geçirme özelliği bulunan turizm sektörünün ekonomiyi canlandırmada üstlendiği önemli rolü bilen 50 ülke EMITT Fuarı'nda yerini alıyor. Cezayir, Japonya, Tanzanya, Tataristan ve Bosna Hersek gibi ülkeler ilk defa Fuar'a katılırken, konuk ülke Mısır bölge için son derece büyük bir önem taşıyan bu etkinlik aracılığıyla bir turizm destinasyonu olarak dikkatleri üzerine çekmeyi hedefliyor.


EMITT 2010 Fuarı, Türkiye çapındaki il ve beldeler için de büyük önem taşıyor ve Fuar'a bu yıl 100'den fazla katılım sağlanıyor. Batı Karadeniz'deki beldeler Batı Karadeniz Kalkınma Birliği (BAKAB) nezdinde Fuar'daki yerini alırken Samsun, Ayvalık, Burhaniye, Çorum, Adıyaman, Edirne, Elazığ, Balıkesir, Gümüşhane, İzmir, Kars, Kaymaklı, Kemah, Konya, Mardin, Sinop, Tokat, Ordu, Van, Şanlıurfa ve Mardin gibi il ve beldeler de EMITT Fuarı aracılığıyla isimlerini uluslararası arenada daha da bilinir kılmayı amaçlıyor.


Ekin Fuar A.Ş. tarafından TÜROFED (Türkiye Otelciler Federasyonu) ve TYD (Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği) işbirliğiyle düzenlenen EMITT Fuarı, her yıl olduğu gibi bu yıl da dünyanın ve Türkiye'nin dört bir yanındaki otelleri, acenteleri, işletmecileri, girişimcileri, turizm profesyonellerini ve tatilseverleri buluşturuyor.


Ekin Fuar Direktörü Hacer Aydın, EMITT Fuarı hakkındaki görüşlerini şöyle dile getiriyor: “Dünya turizminin önemli duraklarından biri olarak görülen EMITT Fuarı, küresel ekonomik kriz nedeniyle her kesimin ilgi odağı olmayı sürdürüyor. Fuar'ın 2009 yılında, bir önceki yıla oranla yüzde 20'lik bir büyüme sergilemesi de ülkemizin turizm alanında taşıdığı önemi gözler önüne seriyor. Yine 2009 yılında 97.500'ü bulan toplam ziyaretçi sayısıyla EMITT Fuarı, turizm sektöründe düzenlenen uluslararası fuarlar arasında ilk 5'teki yerini sağlamlaştırmış bulunuyor. Bu yıl ise hedefimiz 100.000 ziyaretçiyi ağırlamak. Çünkü EMITT Fuarı, Akdeniz, Orta Doğu, Avrupa ve Asya'yı da içine alan geniş bir coğrafyayı kapsıyor ve bu coğrafyadaki turizm faaliyetleri açısından Türkiye merkez konumunu giderek güçlendiriyor.”


EMITT 2010 Fuarı'na katılmak isteyen ziyaretçiler www.fuardavetiyesi.com adresine girerek ücretsiz online davetiye alabiliyorlar. EMITT 2010 Fuarı hakkında ayrıntılı bilgiye ise www.emittistanbul.com adresinden ulaşılabiliyor.


Kaynak:Niksar Belediyesi

www.basciftlik.info KAPANMASIN

Gönderen Şakir KOÇ 12 Şub 2010 0 yorum

Erkut Aymak www.basciftlik.info

Bu yedi yıllık çalışmalarımız içinde online müzik yayınından forum çalışmalarına kadar sizlerin istekleri doğrultusunda her türlü yayını hizmete açtık. Ne kadar başarılı olduk ya da ne kadar başarısızlığa uğradıysak da bütün bunları Başçiftlik ve Başçiftlikli için yaptık. Biz bir şey yapmadan önce siteyi kullanan sizlerden görüş ve öneri istedik.

Yedi yıllık hizmete karşılık hem maddi hem manevi hem de zaman olarak bir sürü konuda yıpranmalara uğradığımız halde bir kişiden dahi destek alamadık. Geçen yıl yaz ayında bir kaç gurbetçi hemşehrimizin haksız eleştirilerine tepki olarak www.galederesi.com isimli sitemizi yayından çektik ve siteyi kapattık. Galederesi.com günlük olarak ortalama 500 kişi tarafından ziyaret edilen bir site olmasına karşın yılda 5 kişi tarafından bile teşekkür almıyorduk. Aynı olayı yayında olan sitemiz için de söylemek doğru olur. Bir yıldır yayındayız ve soruyorum size Başçiftlik dışında olup da şahsımıza emeklerimizden dolayı teşekkür eden kaç kişi oldu ? Herkes kendine sorsun ben de buradan yanıtını vereyim : " Bir kişi bile teşekkür etmedi."

İşte biz de bu sebepler doğrultusunda yayın hayatına son verme kararı aldık. Site süre sayacımız geriye doğru sayıyor artık, süre bitiminde yayın hayatımız da son bulacaktır. Site kapanmasın ben bu işi devam ettirmek istiyorum düşüncesinde olanlar var ise benimle irtibata geçebilirler. Yıllık site ücretini karşıladıkları takdirde site yönetim paneli, ftp ve kontrol panellerinin tamamen yönetimini kendilerine veririm.

Allah yar ve yardımcınız olsun.

Erkut AYMAK
Şakir KOÇ'UN YORUMU
Gercekten Bölge Sitelerimize Destek Verilmiyor.Erkut Abi 7 Yıldır Bu İşin İçinde Ve 1 Kişi Bile Allah Razı Olsun Demedi İse Soruyorum Size Biz Neden Sanal Alemde Yöremizi Tanıtmaya Çalışıyoruz...Sizlerden Sitelerimize Maddi Bir Destek Beklemiyoruz Bize Sadece Manevi Destek Gösterirseniz Herşeyin En İyisini Sizlere Sunmaya Calışırız Aksi Taktirde Sitelerimiz Kapanmaya Devam Eder...

Şakir KOÇ

Tokat Eski Cezaevinde Yıkım Çalışmaları

Gönderen Şakir KOÇ 11 Şub 2010 0 yorum

Tokat Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Küçük'ün girişimleri sonucu Adalet Bakanlığı'ndan kısa sürede alınan izinle kapatılan eski cezaevinde başlatılan yıkım çalışmaları devam ediyor.

Tokat'ta 1925'li yıllarda okul olarak inşa edilen, 1960'lı yıllarda ise Kapalı Cezaevi'ne dönüştürülen 85 yıllık binanın ihtiyacı karşılayamaz hale gelmesi üzerine tutuklu ve hükümlüler Çamlıbel beldesinde yeni yapılan T tipi cezaevine nakledilmişti. Adliye sarayının arkasında bulunan eski cezaevinin bulunduğu yerin ek hizmet binası, lojman ve baro binası yapımı için Adalet Bakanlığı nezrinde girişimleri olduğunu ifade eden Cumhuriyet Başsavcı Mustafa Küçük, yıkım işlemlerinin tamamlanmasının ardından bölgede yaşanan park soruna çözüm olarak mevcut alanı kısa süreliğine oto park yapacaklarını kaydetti.

Öte yandan ihale edilen yıkım işlemleri ve hurda malzemeden elde edilecek yaklaşık 40-50 bin TL'lik gelirin Adalet Bakanlığı hesabına aktarılacağı öğrenildi.

Tokat'ta Taş Gibi Yağmur Yağdı

Gönderen Şakir KOÇ 9 Şub 2010 0 yorum



Çay Mahallesi'nde bulunan bir taş ocağında dinamitle patlama yapıldı. Polisin önlem alarak mahalle sakinlerini evlerine girmelerine dair uyardığı anonsun arsından yapılan patlamada evlerin üzerine kaya parçaları yağdı. Bu sırada mahallede bulunan taş ocağı işçisi Ali Demir, ayağına gelen kaya parçası sebebiyle yaralandı. Olay yeri ise adeta savaş alanına döndü. Elektrik hattı ve telefon kabloları kaya parçalarının isabet etmesi sebebiyle koptu.


Mahalleye yağmur gibi yağan irili ufaklı kaya parçaları ağaçların dallarını kırdı, taş ocağına yaklaşık 700 metre uzakta bulunan evlerde ise büyük hasara yol açtı. Kilolarca ağırlıktaki taşlar mermi gibi evlerin duvarlarıyla araçların cam ve kaportalarını deldi. Patlama sırasında evlerinde olan vatandaşlar çatıları delerek içeri giren kaya parçalarından canlarını zor kurtardılar. Mahalle sakinlerinden Zeynep Besler, evinin çatısını delerek içeri giren yaklaşık 10 kilo ağırlığındaki kaya parçasını göstererek, "Eşim hasta olduğu için yatıyordu. Patlama sesi ile neye uğradığımızı şaşırdık. Evin çatısından içeri giren 2 kaya parçası koltuğa düştü. Eşim şans eseri kurtuldu. Biz de o sırada camın önündeydik, nasıl kurtulduk bilemiyorum" dedi.


Mahalle sakinlerinden Mikail Abbas ise çatıdan eve giren kayalardan canlarını zor kurtardıklarını, evlerinin savaş alanına döndüğünü söyledi. Abbas, taş ocağının buradan kalkmasını istediklerini ifade ederek, "Çocuğumu zor kurtardım. Neye uğradığımızı şaşırdık" diye konuştu.


Öte yandan polis, olay yeri ile taş ocağı arasında muhtemel bir olaya karşı önlem alırken, bölgede TEDAŞ ekipleri çalışma başlattı.




Edinilen bilgiye göre, Cemalettin Mahallesi'nde yaşlı bir kadını oyalamak suretiyle bin 50 TL parasını aldıkları ileri sürülen M.B. ile O.Ü. isimli şahıslar, Amasya'da yakalandılar. İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince yapılan çalışmalarda şüpheli şahısların değişik tarihlerde, çevre illerde de yaşlı şahısların evlerine girmek suretiyle dolandırıcılık yaptıkları tespit edildi. Şahıslar, alınan ifadelerinin ardından sevk edildikleri adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildiler.

Tokatta Katsayı Eylemi

Gönderen Şakir KOÇ 0 yorum

Cumhuriyet Meydanı'nda ellerinde pankartlarla eylem yapan dernek üyeleri çeşitli sloganlar attı. TOKAD, Özgür Eğitim-Sen Tokat Temsilciliği ve Özgür Yazarlar Birliği tarafından düzenlenen eylemde basın açıklaması yapan Özgür Eğitim-Sen Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Örs, kararın kabul edilebilir bir yönünün olmadığını ileri sürerek, "Mahkeme daha önce de Kurban Bayramı arifesinde aynı kararı alarak, bayramı milyonlarca insana zehir etmişti. Anlaşılan o ki, yüzbinlerce meslek ve imam-hatip lisesi öğrencisinin adalet beklentisinin Danıştay nezdinde hiçbir değeri yok. 28 Şubat sürecinde katsayının kalkması için YÖK'ü adres gösteren mahkeme, YÖK haksızlığı ortadan kaldırınca bu kez durumdan vazife çıkardı ve 'haksızlığa devam' kararı aldı. Bu kararın kabul edilebilir hiçbir tarafı olamaz. İşin üzücü taraflarından biri, bu yasakçı uygulamanın devamı için Danıştay'a başvuran kurumun bir baro olmasıdır" dedi.

Başçiftlik Donuyor...

Gönderen Şakir KOÇ 6 Şub 2010 0 yorum


Başçiftlikte Kar Gün Geçtikce Yükseliyor...En Son Gelen Haberlere Göre Başçiftlikte Kar İlçe Merkezinde Hemen Hemen 30-50cm Arasında İlçe Dışında Dağlık Alanlarda İse 50-70cm Arasında Olduğu Bize Gelen Bilgiler Arasında.İlçemize Ulaşımda Bir Sorun Bulunmamaktadır.

CHP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Nazım Yiğit Günay, amcası Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'la gündemdeki konuları ilişkilerinin yıpranmaması için konuşmadıklarını söyledi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın yeğeni CHP Gençlik Kolları Genel Başkan Yardımcısı Nazım Yiğit Günay, CHP Tokat Gençlik Kolları tarafından düzenlenen toplantıya katıldı. Basın mensuplarına gündeme ilişkin konularda açıklama yapan Günay, TEKEL işçisine zulüm yapıldığını ileri sürdü. TEKEL işçileri kazanılmış haklarını ve ekmeğinin sofrasından kalkmaması için 2 aya yakın zamandır onurlu bir direniş göstermekte olduğunu ifade eden Günay, "5 bin 600 CHP'li gençler olarak bu direnişe Ankara'da toplanarak destek verdik. Hükümet sosyal devlet anlayışından hızla uzaklaşmakta ve bir özel şirket gibi davranarak vatandaşlarına verdiği hakları zarar olarak görmektedir" dedi.

Anayasa değişikliğiyle yargıya müdahaleyi meşrulaştırmaya çalışmakta olduğunu iddia eden Günay, "CHP AK Parti'nin yargının kalbine el uzatmasına müsaade etmez. Hakimleri kim seçecek? Hakkında 608 fezleke bulunan AK Parti milletvekillerimi? İnsanları dinleyerek korku imparatorluğu yaratmaya çalışmaktadır. Ancak hükümetin unuttuğu bir şey var ki oda bu ülkenin bütününü oluşturan yurttaşların bu ülkeyi yokluklarla kuran Kuva-i Milliyetçilerin evlatları olduğu gerçeğidir. Bizlerin Allah'tan başka kimseden korkumuzun olmadığı gerçeğidir. Soruyoruz buradan balyoz iddiası ne oldu? Asılsız çıktı" diye konuştu.

Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Günay, amcası Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın kabinenin bir bakanı olduğunu ifade ederek, "Yani çok kıymetli saygılı bir insan. Bunu tabii ki kendi görüşüdür diye takdir etmekten öteye gidemeyiz. Çünkü bizler demokrasiyi içselleştirmiş olan insanlarız. Bu aile içimizde de olsa da, aile içinde de demokrasiyi içselleştirmiş durumdayız. Tabii gönül isterdi ki tekrar Cumhuriyet Halk Partisi'nin saflarında olmasını. Ancak kendi takdirdir demekten öteye gidemem. Önemli olan benim için benim CHP'nin terbiyesi ile yetişmem ve o ilkeler doğrultusunda asla hiçbir şeyden taviz vermeden ilerlememdir" diye konuştu.

Bir gazetecinin, "Bakan Günay'la biraya geldiğinizde gündemdeki konularla ilgili konuşuyor musunuz?" şeklindeki soruya Günay, "Mümkün olduğunca konuşmuyoruz. Konuşmamaya çalışıyoruz. Çünkü amcamdır, saygı duyarım. İlişkilerimizin yıpranmaması için tabii ki konuşmuyoruz" diye cevap verdi.

Tokat Keşkek'inin Yapılışı

Gönderen Şakir KOÇ 4 Şub 2010 0 yorum

MALZEMESİ


2 kg Koyun Eti (But veya sırt) (Kemikli Et)
3 bardak Yarma (Bütün Yarma)
1 tatlı kaşığı Çemen
2 baş Sarımsak
3 çorba kaşığı Tereyağı
1 bardak Nohut
Tuz
Pul Biber
Kara Biber


Yapılışı

Nohut bir gece önceden su ile ıslatılır. İlikli, kemikli et akşamdan çemenlenir ve bekletilir. Etle birlikte bir tencereye konulup nohutlar iyice pişene kadar haşlanır. Büyükçe bir tencereye haşlanmış olan nohut ve etler bir kevgir yardımıyla alınır. Etin suyundan 9 bardak kadar etlerin üzerine dökülür. Eğer et suyu yeterli gelmezse normal su ile takviye edilir. Yarma yıkanır, tencereye konur, sarımsaklar bütün diş olarak ilâve edilir. Çemen az miktarda suda ezilerek tuz, baharat ve tereyağı tencereye konularak kaynatılır. Ağır ateşte pişmeye bırakılır. Kaynamaya başlayınca kısık ateşte ağzı kapalı olarak 2 - 3 saat pişirilir. Yarı pişmiş durumda iken yağı eklenir ve pişmesi tamamlanır. Sıcak servis yapılır.

NOT : İsteğe göre keşkek suyunu çekince üzeri kızarana dek fırınlanabilir. Taze etle olabileceği gibi kurutulmuş etle de pişebilir. Tahta kaşıkla yenilmesi tercih edilir. Tabaklara dağıtım yapılmaz. Yanında ayran, kuşburnu ezmesi ve turşu tercih edilir.

Tokat Bat Yemegi

Gönderen Şakir KOÇ 0 yorum



Bat, Tokat yöresine ait, kısıra benzeyen fakat sulu olan bir yemek. domates rendesi olduğu için suludur, Tokatlılar içine dövülmüş ceviz koyarlar, Sivaslılar ise çok az iyi çekilmiş kıyma koyarlar. sonra da dolma gibi yaprağa sararak yerler.
Malzemeler:
250 gram asma yaprağı
1 bardak yeşil mercimek
1/2 bardak ince bulgur
3 yemek kaşığı salça
1/2 demet maydanoz
1 demet dereotu
2 adet domates
1 tutam reyhan
2 adet yeşil Tokat biberi
1/2 demet taze soğan
1 adet kuru soğan
50 gram iç ceviz
tuz
karabiber
pul biber


Hazırlanışı:





Mercimekleri yıkayıp ayıkladıktan sonra. Süzüp, tekrar sudan geçirin ve genişce bir tencerede 2 bardak su ilavesiyle yenecek kıvama gelene kadar haşlayın. Çok hafif sulu bırakarak sıcak olarak muhafaza edin. Bulguru ayıklayıp sıcak olan mercimeğin üzerine ilave edin. Salçayı 1 fincan sıcak suda eriyene kadar karıştırın. Erimiş salçayı mercimeklere ilave edin. Tuzlayıp, biberleyin. Domates, biber, yeşil soğan, dere otu, reyhan, dövülmüş cevizi ilave edilin.


Asma yapraklarıyla beraber servis yapın.

Tokat Kebabı

Gönderen Şakir KOÇ 0 yorum

Tokat kebabı, yöresel sebze ve Niksar- Erbaa yaylalarının körpe kuzu etlerinden yapılır. Tokat yöreseine özgü biber, ve yöresel domates lezzetini tamamlar. Kısaca malzemeleri tanımlarsak, yaylada yetişmiz kuzu eti, patlıcan, tokat domatesi, tokat biberi, patates, kelle soğan, sarımsak ve özel pişirilmiş kebap pidesi (Lavaş Pide) kullanılarak yapılan Tokat yöresine ait bir yemektir. Özel kebap ocaklarında yapılır.

Küçük parçalar halinde kesilen (kuşbaşı) etler baharat, kırmızı biber ve soğanla terbiye edildikten sonra kuyruk yağı ile yağlanmış şişlere takılmak üzere bekletilir. Şişlere biraz kuyruk yağı sürülür. Sebzelerin düşmemesi için patlıcanın sapı küçük parçalar halinde kesilir hazırlanır. Şişlere bir et bir patates, bir et bir patlıcan şeklinde hazırlanır, aralarına küçük parça kuyruk yağı takılır. Şişlerin sonuna küçük parça kuyruk yağı ve patlıcan sapı takılarak sabitlenir. Biberle Sarmısak bir şişe takılır. Patlıcanların kabuğu alınmaz yarıdan kesilmiş ve uzun selvi doğranmış patlıcanlar önceden hafifçe tuzlanmalıdır.





















Odun ateşi ile yanan Kebap ocağının ortasında bulunan yatay demire şişler asılır. Fırının iki tarafında bulunan yatay bölümde yanan odunların ateşi ile pişmeye bırakılır. Fırının alt kısmında bulunan şaç tepsiye domates soyularak bırakılır, pişmesi sağlanır vee damlayan yağlar toplanır. Özel pişirilmiş pideler bir tepsiye yayılır. Pişen etler ve sebzeler bunun üzerine sıyrılır. Tepsinin ortasına pişen domatesler konulur. Üzerine toplanan yağlardan gezdirilerek servise alınır.









Tokat Kebabı'nın yaklaşık olarak 100 yıldır il genelinde yapıldığını ifade edilir. Eskiden Tokat halkı kebabı bağ evlerindeki özel tasarlanmış toprak ocaklarda yapılırdı. Daha sonra Cumhuriyet dönemiyle birlikte ticarete dönüşerek ilimizde restoranlarda yapılmaya başlandı. Restoranlarda da toprak fırınlarda yapılır, Herkesin bu özel lezzeti tatmasını gerekir.

TBMM'de dün gece yumruklu kavganın fitilini ateşleyen ve Başbakan Erdoğan için "Peygamber" benzetmesi yapan kişinin AKP Aydın eski İl Başkanı İsmail Hakkı Eser olduğu belirlendi. Eser 29 Mart seçilerinde AKP'den Aydın İl Genel Meclisi üyesi olunca, İl Başkanlığı görevinden ayrılmıştı.

FİTİLİ ATEŞLEYEN SÖZLER
TBMM'de yumruklu kavga öncesi bir konuşma yapan Sağlık eski Bakanı ve MHP milletvekili Osman Durmuş, Emine Erdoğan'ın türbanı nedeniyle GATA'ya alınmaması konusunda kinayeli bir konuşma yapmış ve "Siz beyaz gömlekliler, kendisine partilileri tarafından 2. Peygamber denilen Başbakanın eşini, nasıl hastaneye almazsınız" demişti. Bu sözlere sinirlenen Başbakan Erdoğan kendi partisinde bu tür bir yakıştırma yapanın barınamayacağını söylemiş ve ardından da yumruklu kavga çıkmıştı.

İŞTE O SES KAYDI...

Erdoğan'a Peygamber benzetmesi
Erdoğan'a Peygamber benzetmesi

BAŞBAKANIMIZ İKİNCİ PEYGAMBER GİBİDİR
AKP Aydın İl Başkanı İsmail Hakkı Eser 14 Kasım 2009 günü partisinin merkez ilçe kongresi sırasında adaylardan Hakkı Aslan'ın düzenlediği yemekte bir konuşma yapmış ve "Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Tayyip Erdoğan'a biz o kadar bağlıyız ve aşığız ki, bizim için adeta ikinci peygamberdir" demişti. Yaklaşık bin 500 kişinin bulunduğu salonda partililere seslenen Eser, "Bu çatı olan insanlarımızın Başbakana olan sevgisinden, saygısından kimsenin şüphesi olmasın. Biz Başbakanımızın aşığıyız, Başbakanımız bizim için adeta ikinci peygamber gibidir. Başbakana ihanet etmeyi asla kabul edemem. Sevgimiz, saygımız, partimiz var olduğu sürece de devam edecektir" demişti.

VURAL KASEDİ DAĞITTI
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da iki gün sonra TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, 'Son Osmanlı Padişahı' ve '2'nci Atatürk' pankartları açılan Başbakan Erdoğan için AKP Aydın İl Başkanı Eser'in de 'İkinci peygamber gibidir' dediğini açıklayarak Eser'in konuşmasının CD'sini gazetecilere dağıtmıştı.

BURASI TAYYİBAN CUMHURİYETİ DEĞİL DEMİŞTİ
Eser'in 29 Mart seçimlerinde taltif edilerek İl Genel Meclisine ilk sıradan aday gösterildiğini de kaydeden Vural, İl Başkanı'nın sözleriyle ilgili olarak savcıları da göreve davet etmişti. Vural "Sen kimsin ki peygamberimize dil uzatacak, onun adını alacak, mukayese ettirecek kadar, bu milli manevi değerlerimizin içini hortumluyorsun? Burası Tayyiban Cumhuriyeti değil” demişti.


Tokatta Elektronik Çek

Gönderen Şakir KOÇ 3 Şub 2010 0 yorum





Tokat'ta bir müteahhit, "elektronik çek" fikrini Kültür Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü'ne tescil ettirirken, projesinin kanun teklifi taslağı haline getirilmesi için de çalışma başlattı.






Türkiye'de internet bankacılığının yaygınlaşmasıyla zaman ve iş gücü kaybının önüne geçilirken, gelişen teknolojiye yenileri ekleniyor. E-para kabul eden banka sayısı hızla artarken, elektronik çek kullanımı, elektronik borç alma gibi değişik uygulamalar için de dünyanın önde gelen finans kuruluşları ve internet teknoloji şirketleri çalışma içinde. Bu kapsamda sık sık çek-senet alışverişinde bulunan müteahhit Serdal Atsız da "e-çek" (elektronik çek) uygulaması fikrini ortaya koydu. Atsız, her gün yüzlerce çek-senetle uğraşmak zorunda olmalarından dolayı böyle bir fikrin doğduğunu belirterek, "İşlerin daha kolaylaşması adına elektronik çek tasarısı projesi geliştirdim. Projenin mantığı, bankaların internet şubesinde çek-senetlerin, elektronik ortamda bir çek yaprağında olan bütün bilgilerin olması şartı ile EFT yapar gibi gidip gelmesidir. Her elektronik çekin yazıcıdan çıktısı alınarak bir barkot numarası olacak. Vergi dairelerinde olduğu gibi bankacılık düzenleme kurulunda da böyle olacak. Çek ve senetlerin bastırılması, ulaşım, kargo gibi masraflar bu sistem için harcanacak miktarın milyonda biri etmeyecek" dedi.


Dünyada hiçbir kuruluş ve sistemin bu elektronik çek sistemini kullanmadığını iddia eden Atsız, "Bugüne kadar böyle bir sistem düşünülmedi ve yoktu. TBMM'ye bu fikrimi sundum. Projem kanun tasarısı haline geliyor. Birçok bankanın genel müdürü ile görüştüm. Hepsi bu konunun büyük önem arz ettiğini söylediler ve bir an önce bunun kanunlaşması gerektiğini ifade ettiler. Çek-senedin elektronik ortama geçmesi önemli. Çünkü bunun bir örneği yok. Türkiye'de yarım milyon kişinin bu sistemi kullanacağı göz önünde bulunduruluyor. Bütün noter tasdiklerini yaptırdım. Kültür Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü'nde kayıt tescilini yaptırdım. Bu eser şahsıma aittir. Ben bu eserin kullanılması için TBMM Kanunlar Genel Müdürlüğü'ne sundum ve kabul ettiler. Türk bankalarının çoğu projenin peşinde" diye konuştu.


Atsız, e-çek'le artık çek yazılması ve masrafının düşeceği belirterek konuşmasına şöyle devam etti: "Aynı zamanda çeklerimizin yazılıp yazılmadığını sistemden kolay bir şekilde takip etmiş olacağız. Çek koçanları ile artık uğraşmayacağız. Ticari kuruluşlar çeklerinin takibi konusunda rahatlayacak. İnternet üzerinde çeklerini daha rahat takip edebilecekler. Hem çeklerimizi hem senetlerimizi kontrol altına almış olacağız. Bu şekilde sahteciliğin de önüne geçilecek."

TBMM'De OLAYLI KAVGA

Gönderen Şakir KOÇ 2 Şub 2010 0 yorum


TBMM'de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer hakkında MHP'nin verdiği gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmamasına ilişkin görüşmeler sırasında kavga çıktı.


MHP'li Osman Durmuş kürsüde Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın GATA'ya alınmamasıyla ilgili olarak "Peygamber olarak kabul edilen bir adamın eşini nasıl içeri almazsınız." şeklinde alaycı bir ifade kullandı.


Durmuş'un bu sözleri AK Parti sıralarında tepkiyle karşılandı. Önce kürsüye AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ geldi. Bozdağ, Durmuş'un sözleri için "densizlik" nitelemesinde bulundu.


Bozdağ'dan sonra da Başbakan Erdoğan sataşma olduğu gerekçesiyle söz aldı. "Siz nasıl olur da böylesi bir densizliğe imza atarsınız? AK Parti içinde peygamber sıfatını kullanacak birisi olursa onu barındırmayız. " dedi.


Daha sonra AK Parti ve MHP'li vekiller birbirine girdi. Güldal Mumcu oturuma ara verdi.


ÖNCESİ DE GERGİNDİ
Durmuş'un "peygamber" demesi tartışmayı yumruklaşmaya dönüştürdü. Ancak gensoru görüşmelerindeki gerginlik bununla sınırlı değil. CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal konuşmasında TEKEL işçilerinin durumunu hatırlattı, daha sonra "Önce mücahittiniz, müşahit oldunuz, müteahhit oldunuz, daha sonra her şeye müsait oldunuz. Yetim hakkından bahsediyorsunuz, o kasanın kimlere çalıştığını, kediye ciğer teslim edildiğini görüyoruz." ifadelerini kullandı.


AK Parti Grup Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, sataşma olduğu gerekçesiyle söz aldı. Bahçekapılı,''Kişilerin özel hayatına müdahale insan haklarına aykırıdır, ayrıca ayıptır. Hukukta eleştiri ile hakaret arasında bazı kriterler vardır. Eleştirirken kullandığınız dil ile söylediklerinizin içeriğinin birbiriyle örtüşmesi, bir denge kurulması gerekir. Burada, paparazzi programlarına konu olmak için bulunmuyoruz. Facebook'ta en çok tıklanan oyuncak da değiliz. Önce çalışın sonra konuşun'' dedi.


"TERBİYESİZ, KAFAYI ÇEKİP GELİYORSUN"
Soysal'ın ''Adres belli, adres Başbakan'' demesi, AK Parti'li milletvekillerinin tepkisine yol açtı. Sıra kapaklarına vuran AK Parti'li milletvekilleri, ''Terbiyesiz, ahlaksız, sarhoş, kafayı çekip geliyorsun...'' diye tepki gösterdi.
''Ahlaksız sensin, terbiyesiz sensin. Bizi yıldıramazsınız'' diyen Soysal, ''Burada siyaset seviye dersi vermek, en son size düşer. Siyasetin kıblesinin insan olduğunu bilenleriz. Siz, çivi çaktınız doğru ama bu çivileri insan etine çakıyor, insanları acıtıyorsunuz'' diye konuştu.


TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, Sosyal'ın konuşma süresinin bitmesinin ardından birleşime ara verdi. AK Parti milletvekilleriyle birbirlerine karşılıklı laf atan Soysal'ı, CHP'li milletvekilleri kürsüden indirdi. soysal'ın, AK Parti milletvekillerinin üzerine yürümesini, idare amirleri, arkadaşları ve Grup Başkanvekilleri önledi.



Video İçin TIKLAYINIZ

Dikkat ! Kaybolan Kimlik Siz'de 'Zayi' Etmesin

Gönderen Şakir KOÇ 1 Şub 2010 0 yorum


Nüfus cüzdanını kaybeden vatandaşların başına gelen olaylar zaman zaman basına konu oluyor ve yaşananlar mağduriyetin boyutunu ne kadar büyük olduğunu gözler önüne seriyor.
Kötü niyetli kimselerce ele geçirilen kayıp ya da çalıntı nüfus cüzdanları yasa dışı işlemlerde sıklıkla kullanılabiliyor. Bu da vatandaşın büyük mağduriyetler yaşamasına neden oluyor.

Kayıp ya da çalıntı nüfus cüzdanları ile şirketler kuruluyor, bankalardan çekler alınıp karşılıksız çekler düzenleniyor, yaşa dışı binlerce işe ve suça bulaşılabiliniyor.
Sonuçta da kimlik sahibinin başına telafisi mümkün olmayan dertler açabiliyor.Savcılık, polis ve mahkeme koridorlarından yıllarca mekik dokuyan vatandaş, üstüne üstelik şok hapis cezalarıyla da karşı karşıya kalıyor.Yıllar süren mücadeleler de yeterli gelmediğinden haksız yere yıllarca hapis yatmak da muhtemel sonuçlar arasında…
Nüfus cüzdanları kaybolduğu veya çalındığında yapmanız gerekenlerin Emniyet Müdürlüğü’ne başvurmak ve gazete zayi ilanı vermek ile sınırlı olduğunu düşünüyorsanız, sizlerin de başına hapis ile sonuçlanan olaylar gelebilir.

Nüfus cüzdanlarını kaybedenlerin polis ve mahkeme dışında Maliye ile de başları derde girebilir. Bu konuda Maliye Bakanlığı bağlı Gelir İdaresi Başkanlığı 2007’de çıkarılan ‘Vergi Kimlik Numarası İç Genelgesi’nde bu durumu düzenliyor.
Gelir İdaresi Başkanlığı uzmanları son dönemde kayıp ve çalıntı kimliklerin mali suçlara konu olduğunu belirtip vatandaşı uyarıyor.

Uzmanlar; gerçek kişilerin, nüfus cüzdanlarının kaybolduğunu veya çalındığını belirterek kaybettikleri ya da çaldırdıkları nüfus cüzdanlarıyla vergi dairelerince 'mükellefiyet tesisi yapılmasının engellenmesi'ni talep ettikleri dilekçeleri ile başvurmaları gerektiğini belirtiyor.
Vergi mükellefiyetini terk edenler ile vergi mükellefiyeti bulunmayanların (Potansiyel vergi kimlik numarası bulunanlar dahil) herhangi bir vergi dairesine başvurabileceğini belirten uzmanlar; Vergi mükellefiyeti bulunanların bağlı bulundukları vergi dairesine başvurması gerektiğinin altını çiziyor.

İlgili genelgede yapılacak müracaatta vatandaşların dilekçelerine ek olarak Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaraları ve nüfus cüzdanlarının kaybedildiğine veya çalındığına dair gazete ilanı ve emniyet birimlerince düzenlenmiş belgenin aslını ibraz etmeleri gerekiyor.

Haber7



Anadolu Sağlık Merkezi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ertan Ökmen, kalp krizi vakalarının kış aylarında diğer mevsimlere göre iki-üç kat arttığını, bunun sebepleri arasında solunum yolu enfeksiyonları, grip, fazla kalori içeren yağlı besinlerin tüketilmesi ve bu kalorinin harcanamaması, daha az güneş ile temasın getirdiği bazı hormonal değişiklikler, kapalı havaların oluşturduğu stres olduğunu kaydetti.



Kalp krizinin kış aylarında daha sık olmasının en önemli sebeplerinin ise soğuk havaların uyardığı damarlardaki büzülme, spazm ve tansiyonu yükseltici etkiler olduğunu vurgulayan Ökmen, "Soğuk havada vücut mevcut ısısını korumak üzere cilde daha az kan gönderir ve bunu da tüm damarlarda, özellikle cildi besleyen damarlarda büzülme oluşturarak yapar. Bu büzülme otomatik olarak tansiyonun yükselmesine neden olur." dedi.



Özellikle sabah saatlerinin kan akışkanlığındaki değişim, hormonal faktörler, tansiyonun daha yüksek olması gibi pek çok faktörün etkisi ile kalp krizlerinin en sık görüldüğü saatler olduğunu belirten Ökmen, şu bilgileri verdi: "Her yerin karlarla kaplı olduğu, güneşli, tazelik hissi uyandıran, beyaz kış sabahları özellikle bilinen damar tıkanıklığı olan ve kalp hastalığı risk faktörlerini yoğun olarak bünyesinde bulunduran, tansiyonu yüksek olan kişiler için günün en tehlikeli zamanıdır.


Birçok araştırma, ilginç bir şekilde karlı bir gecenin ardından sabah dışarı çıkıp evinin önündeki ya da arabasının camlarındaki karları temizlerken işe yetişmek için hızlı hareket eden kişilerde kalp krizi geliştiğini ortaya koyuyor. Karların temizlenmesi, yolu açmak ya da arabanın karlı-buzlu camlarını temizlemek aynı zamanda tansiyonu da yükselten ciddi bir egzersizdir."


ŞU UYARILARA DİKKAT



Dr. Ökmen, bilinen kalp hastalığı, hipertansiyon, damar tıkanıklığı olan belli bir yaşın üzerinde, yüksek kolesterol, diyabet, aşırı kilo, sigara alışkanlığı, ailede kalp hastalığı gibi risk faktörlerine sahip kişilerin, kalp krizi tehlikesinden korunmak için belli başlı kurallara dikkat etmesinin büyük önem taşıdığını ifade etti. Ökmen, kışın kalp krizi riskini azaltmak için şu önerilerde bulundu:


- Kalp, tansiyon hastasıysanız ilaçları düzenli alın.
- Özellikle kar yağışının ertesi günü sabahında yapılacak kar temizleme işini dinlenerek yavaş yavaş yapın, hatta mümkünse yapmayın.
- Egzersiz yapmak için soğukta, açık havada egzersiz yapmak yerine evde, spor salonunda egzersizi tercih edin. Geniş, kapalı mekanlar örneğin alışveriş merkezleri 30 dakikalık bir yürüyüş için uygun ortamlardır.
- Enfeksiyonlar, özellikle üst solunum yolu enfeksiyonları, kalp hastalarında oldukça ağır seyredebilmekte ve bazen kalp krizini ve kalp yetmezliğini uyarabilmektedirler. Alışveriş merkezlerinde yürüyüş-egzersiz yaparken kalabalık olmayan saatleri tercih etmek enfeksiyonlardan korunmak için doğru olur.
- Grip, zatürree aşılarını mutlaka yaptırın.
- Kalp krizi geçirdiyseniz dumanlı, kirli, soğuk havada olabildiğince dışarı çıkmayın. Çıkmak zorundaysanız mutlaka yanınızda dilaltı hapı taşıyın.
- Kış aylarında kilo alındığını unutmayın ve harcayamayacağınız kadar kalorili besinler yemeyin.
- Tansiyon takiplerinizi düzenli olarak yapın


Bugün

Başarılı operasyonlarıyla tanınan ve Tokat İl Emniyet Müdürlüğü görevine atanan Mustafa Aktaş, yeni görevine başladı.

Emniyet Müdürleri Kararnamesi ile Polis Başmüfettişliği görevinden Tokat İl Emniyet Müdürlüğü'ne atanan Mustafa Aktaş, Uzunburun mevkiinde bulunan meslektaşları tarafından karşılandı.

Polis Lokali'nde emniyet müdür yardımcıları ve birim amirleri ile bir araya gelen Aktaş, Sivas'ta da görevde yaptığını, Tokat'a yabancı olmadığını söyledi. Tokat'ın sakin ve huzurlu bir şehir olduğunu bildiğini ifade eden Aktaş, kentin asayiş ve huzurunu koruyacaklarını ifade etti.

AKTAŞ, ÖNEMLİ OPERASYONLARLA TANINIYOR

Tokat Emniyet Müdürlüğü görevine atanan Mustafa Aktaş, terör, mali suçlar, güvenlik ve organize suçlar şube müdürlükleri görevlerinde bulundu. İstanbul Mali Şube Müdürlüğü döneminde ilaç kaçakçılarına ve borsa manipülatörlerine darbe indiren Aktaş, eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah döneminde İstanbul İl Emniyet Müdür Yardımcılığı görevinde bulundu.

Mali Şube Müdürlüğü sırasında yaptığı operasyonlarla gündeme gelen Mustafa Aktaş, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcılığı görevinde iken Uzan'lara yapılan operasyonu yöneten ve İmar Bankası için Hindistan'da yapılan özel programı çözen isim oldu. Ergenekon operasyonunu da yürüten Mustafa Aktaş, Tokat'a atanarak göreve başladı.

Gazze'de tek suç kredi kartı çalmak mı?

İsrail'de iki üst düzey subay, Gazze'de beyaz fosfor kullanılması sebebiyle disiplin cezası aldı. Ülkede yapılan soruşturmalarda şu ana kadar tek bir asker mahkumiyet aldı. Askerin suçu da bir Filistinli'nin kredi kartını çalmak.

Haaretz gazetesi, İsrail ordusunun geçen yılki Gazze savaşında beyaz fosfor kullanılmasını onayladıkları için biri Tuğgeneral, diğeri Albay iki üst düzey yetkilinin disiplin cezası aldığını yazdı.

Gazetenin haberine göre, açılan askeri soruşturmada, iki yetkilinin, bir BM yardım ajansının idaresindeki binaya bu son derece yakıcı mühimmatın kullanılmasıyla insan hayatını tehlikeye attığına karar verildi.

Haberde, subaylara hangi cezanın verildiği belirtilmedi.

TEK MAHKUMİYET KREDİ KARTI ÇALMAKTAN

İsrail kaynakları Gazze savaşı ile ilgili şu ana kadar 150 vakayı soruşturduklarını belirtiyorlar. Şimdiye dek operasyon sırasında yaşananlarla ilgili tek bir dava mahkumiyetle sonuçlandı; bunda da bir İsrail askeri bir Filistinlinin kredi kartını çaldığı için yedi ay hapis cezasına çarptırıldı.

İSRAİL: SAVAŞ SUÇU İŞLEMEDİK

Öte yandan İsrail, geçen 2009'un Ocak ayındaki Gazze operasyonu ile ilgili raporunu Birleşmiş Milletler'e sundu. Raporda, İsrail kuvvetlerinin savaş suçu işlediği iddialarına ilişkin herhangi bir kanıt bulunamadığı bildiriliyor.

Bununla birlikte raporda da iki askeri yetkili hakkında, Gazze'deki BM merkezine atılan beyaz fosfor bombaları ile ilgili disiplin işlemi yapıldığını ortaya koyuyor.

Raporda, çok sayıda fosfor bombasının ordunun kurallarını ihlal eder şekilde atıldığı belirtiliyor.

Solunum sisteminde sorunlara yol açan beyaz fosforun nüfusun yoğun olduğu alanlarda kullanılması, Gazze Operasyonu'nun en tartışmalı uygulamalarından biriydi.

Birleşmiş Milletler, geçen yılki Gazze operasyonu sırasında gerek Filistinli örgütlerin gerekse İsrail'in savaş suçu işlendiği iddialarını soruşturmasını istemişti.

İsrail'in Gazze'ye Aralık 2008-Ocak 2009 arasında düzenlediği operasyonlarda BM'nin Gazze'deki Filistinlilere yardım misyonu (UNRWA) binasının gıda deposu, eğitim merkezi ve okulları maddi zarar görmüştü. İsrail'in bu operasyonlar sırasında beyaz fosfor da kullandığı da bildirilmişti.

BM RAPORU BU HAFTA SUNULUYOR

BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, konuyla ilgili raporunu bu hafta BM Genel Kurulu'na sunacak.

BM'nin savaş suçları konusunda yetkili yargıcı Richard Goldstone, her iki tarafın da güvenilir ve bağımsız soruşturmalar yürütmesini istemiş, aksi halde konunun uluslararası yargıya sevkedileceği uyarısında bulunmuştu.

Genel Kurul, 5 Kasım'da Goldstone raporunun sonuçlarını desteklemiş ve hem Filistinli hem de İsrailli yetkilileri ihlallere ilişkin kendi soruşturmalarını yürütmek için 5 Şubat'a dek süre tanımıştı.

İsrail konunun uluslararası savaş suçları mahkemesine gitmesini önlemek için bir diplomasi atağı yürütüyor.

Hamas da İsrail'e atılan roket ve havan topları konusunda kendi soruşturmasını yapmaya çağırılmıştı. Ancak Hamas yetkilileri konuyla ilgili 'bağımsız' soruşturma çağrılarını gözardı ediyor. Hamas yetkilileri, roket saldırılarında sivilleri hedef almadıklarını, amacın askeri hedefleri vurmak olduğunu; ancak roketler güdümlü olmadığından sivillerin de zarar görebildiğini savunmuştu.

NTV-Ajanslar